TEKNİK ALT YAPININ OLUŞTURULMASI 1

5 Kasım 2017

Yükseköğretim sisteminin sahip olduğu temel problemlerin çözülebilmesi için yapısal dönüşümün sağlanabilmesi amacıyla gereken yasal ve teknik altyapının oluşturulması önem arz etmektedir. Ülkemizdeki yükseköğretim sistemi, gelişmiş dünyada ikinci dünya savaşından hemen sonra görülen ve sonradan “kitleselleşme” olarak adlandıran süreci 2000’li yılların ikinci yarısından sonra yaşamaya başlamıştır. Hatta buna son birkaç senede yoğunlaşan “uluslararasılaşma” sürecini de eklersek, karşımıza öğretim kalitesiyle ilgili çok önemli problemler çıkmaktadır.  Bu problemlerin oluşmasındaki en önemli unsur, öğrenci artış hızının öğretim elemanı artış hızına göre çok yüksek olmasıdır.  Buna son dönemde FETÖ davası ile ihraç olan öğretim elemanlarını da dahil edersek, açık hat safhaya ulaşmıştır.

 

Özellikle de öğretim üyesi ve yardımcı öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarında bu süreçte ciddi artışlar olmuştur.  Aslında iyi yönetilmiş bir yükseköğretim sisteminde bu oransal büyüklüklerin artan yıla karşın azalarak devam etmesi gerekirdi.

 

Ayrıca bu oransal büyüklükler yıllar bazında değerlendirildiğinde, Üniversiteler arasında büyük farklılıkların olduğu ve bu farklılıkların son yıllarda çok daha arttığı görülebilir.  2000 yılında İstanbul Teknik, Orta Doğu Teknik ve Boğaziçi Üniversiteleri için öğretim üyesi başına öğrenci sayıları, 15 ile 21 arasında değişirken, 2010 yılında aynı üniversitelerin bu oranları, 25-35 arasında gerçekleşmiştir. Bu esasta en büyük değer 2000 yılında 283 öğrenci ile Dumlupınar Üniversite’sine ait iken, 2010 yılında öğretim üyesi başına 454 öğrenci ile Ardahan Üniversitesinde ve 556 öğrenci ile Kırklareli Üniversitesinde oluşmuştur.   Son yıllarda bu oransal büyükler arasındaki fark artmakta ve standart sapma değeri büyümektedir.

 

Tüm oransal büyüklükler, son yıllara doğru öğretim kalitesinde bir düşmenin olduğunu göstermektedir.  Aslında bu durum, kitleselleşme çabalarının normal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.   Bu durumunun düzetilmesi için artan öğrenci sayısı hızından daha yüksek oranda öğretim elemanı sayısı artış hızının yakalanması gereklidir.  Yürütülen bazı programların da (ÖYP gibi) bu eksiğin giderilmesine yetmediği görülmüştür. Ayrıca bu programlarla ilgili olarak ortaya çıkan kalite sorunu, temel bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir.

 

Öğretim üyesi ihtiyacın giderilebilmesi için en etkili çözümün,  A-kategorisi içinde yer alan ve yüksek performansa sahip bazı üniversiteler ile kuruluş kanununda esas itibariyle araştırma faaliyetleri ön plana çıkartılan Yüksek Teknoloji Enstitülerinin,  lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) programlara ağırlık vermeleridir.  Belki de bazı üniversite ve/veya Enstitüler (araştırma üniversiteleri) yalnızca bu amaçla görevlendirilmelidir. Ancak son yıllarda bu konuyla ilgili olarak çok yanlış uygulamalar yapılmıştır. Örneğin kuruluş kanununa göre araştırma yapma ve bilim insanı yetiştirme görevi olan bir İleri Teknoloji Enstitüsü, Teknik Üniversiteye dönüştürülmüştür.

 

Ülke yükseköğretim sisteminde dört yıllık ortalamalara göre toplam öğrencinin, % 20’si veya daha fazlasının lisansüstü programlarda yer aldığı üniversiteler vardır (1). Aynı zamanda ilgili üniversitelerin doktora öğrenci sayısı-yüksek lisans öğrenci sayısı oranı, öğretim yapısı puanı yeterlidir.  Sonradan “araştırma üniversitesi” olarak tanımlanan üniversitelerin çoğunda önemli oranda lisansüstü öğretim yapılmakta ve lisansüstü öğretimin önemli bir bölümü de doktora seviyesinde gerçekleştirilmektedir (yıllara göre ortalama % 40-45 arası). Bu üniversite ve enstitülerin, aynı zamanda önlisans programları yoktur veya çok düşük orandadır

 

Öğretim kaliteleri yüksek ve ülkemizdeki diğer yükseköğretim kurumlarına göre daha büyük oranda lisansüstü öğretim yapma kültürüne sahip araştırma üniversitelerinin, lisansüstü kontenjanları artırılmalı ve yükseköğretim sisteminin bilim insanı ihtiyacı büyük oranda bu üniversitelerin çalışmaları ile giderilmelidir.   Ülkemizde “araştırma üniversitesi” altyapısına ve öğretim kadrosuna sahip ilgili üniversitelerin, bu alanda gelişmeleri için gerekli yasal ve teknik altyapı sağlanmalıdır.  Gelecek yazımda üniversitelerimizde teknik alt yapının oluşturulması ile ilgili değerlendirmeye devam edeceğim.

 

Seven, düşünen ve üreten insan için devam.

 

  • Hasan Tosun, 2016, “15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi Sonrasında Yükseköğretim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması”.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

Eskişehir Web Tasarım