ÜNİVERSİTE KURUMSAL YAPISI NASIL OLMALIDIR?

20 Mart 2018

Yeniden yapılanma programının en temel unsurunu kurumsal yapının oluşturulmasıdır. Ülkemizde ortaöğretim sonrası yükseköğretim; önlisans ve lisans programları ile iki ayrı şekilde yapılmaktadır.  Önlisans programları iki yıl süreli olup, genellikle Meslek Yüksek Okulları bünyesinde yer almaktadır. Lisans seviyesinde yapılan eğitim ve öğretim,  4 yıllık, 5 yıllık ve 6 yıllık olmak üzere 3 ana dal içinde toplanmıştır.

 

Ülkemizdeki üniversiteler için önlisansın sistem içindeki payı değerlendirildiğinde, çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Öğretim yapısı alanında ilk beş içinde yer alan Boğaziçi, İstanbul Teknik, Orta Doğu Teknik, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversiteleri ile İzmir ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitülerinin ön lisans payları sıfır veya oldukça düşük iken, öğretim yapısı yönünden son beş üniversite içinde yer alan Kırklareli, Batman, Osmaniye Korkut Ata, Iğdır, Bitlis Eren, Bingöl, Mardin Artuklu, Hakkâri, Ahi Evran ve Amasya Üniversiteleri için oldukça yüksektir (ortalama % 74.1). 

 

Aslında iki yıllık yükseköğretim programlarının sistem içindeki payının yüksek olması, oldukça olumlu bir göstergedir.  Gelişmiş ülkelerde bu durum “kısa süreli mesleki ve teknik öğretim” olarak değerlendirilmekte ve bu kurumların önemli bir bölümü, üniversite dışı eğitim ve öğretim yapmaktadır.  1970’li yılların sonuna doğru eğitilmiş işgücü talebinde oluşan hızlı yükseliş, kısa süreli mesleki ve teknik eğitim payını önemli ölçüde artırmıştır. Bu kurumların temel ihtiyaçlarından birinin de; yükseköğretime talebin kısılması, kısa süre içinde ve düşük maliyette bireylerin eğitim ve öğretimlerinin sağlanmasıdır. Ancak yüksek önlisans payına sahip üniversiteler, oldukça düşük öğretim kalitesi puanlarına sahiptir.  Bu durum, ülkemizde tarım, sanayi ve hizmet sektörlerine ara eleman yetiştirmek amacıyla kurulan ilgili kurumların, mesleki ve teknik eğitim alanındaki verimiyle ilgili kuşkuları beraberinde getirmektedir.

 

ABD’de bu tür kurumlar, “Lisans Öncesi Kolejler (Junior ve Community colleges)” olarak bilinmekte ve iki grup halinde hizmet vermektedir. Birinci kolej tipi; öğrencileri üniversite eğitim ve öğretimi gerektirmeyen işlere hazırlamakta ve ortaöğretim ile yükseköğretim arasında bir konuma sahip bulunmaktadır.  İkinci tip kolejlerde ise, toplumun eksik yönlerini gidermek amacıyla direkt mesleğe yönelik programlar yer almakta ve mezunların üniversitelerin lisans programlarına dikey geçiş hakkı bulunmaktadır. Her iki kurumsal yapıda da öğretim elemanının kariyeri, yüksek lisanstır.  Araştırma faaliyetlerinin bulunmadığı bu kurumlarda, öğrenci/öğretim elemanı oranı 20’yi aşmamaktadır.  Yerel Eğitim Dairelerine bağlı bu kurumlar, üye sayısı en fazla 9 ve görev süresi 4 yıl olan bir yönetim kurulu tarafından idare edilmektedir. ABD’de kısa süreli mesleki ve teknik yükseköğretimin sistem içindeki payı % 45 ve özel kurumların sistem içindeki payı ise, % 18’dir.

 

İngiltere ve Ada ülkelerinde ise, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kurulmaya başlayan kolejler ile 1967 yılında kurulmuş Politeknikler, bu kapsamda değerlendirilmiştir. İngiltere ve Ada ülkelerinde yükseköğretim sektörü içinde üniversiteler ile akredite olmuş 4 yıllık eğitim yapan sınırlı sayıda kolej bulunmaktadır.  İleri eğitim sektörü içinde de 500’den fazla İleri Eğitim Koleji (College of Further Education) yer almaktadır.  Bu tip kolejlere, 12 yıllık eğitim sonrası ara eleman eğitimi almak isteyen öğrenciler ile mesleki ve teknik eğitim görmek isteyen öğrenciler ve yeniden eğitim görmek isteyen yetişkinler kabul edilmektedir. Bu kolejlerin finansmanı, büyük ölçüde devlet bütçesi ve fonlarından sağlanmaktadır.

 

Avustralya’da, İngiltere ve Ada Ülkelerine benzer bir sistem mevcuttur. Kanada’da, ABD’kilere benzer oluşturulan ve benzer şekilde idare edilen Sanat ve Teknoloji Kolejleri (Colleges of Applied Arts and Technology) bulunmaktadır. Bu kurumların ülke yükseköğretimi içindeki payı ortalama % 45’dir.  Japonya’da ise bu kapsamda Lisans Öncesi Kolej, Teknik Kolej ve Uzmanlık Yüksek Okulu adlı üç ayrı kurum mevcuttur.  İki yada üç yıllık eğitim süresine sahip lisans öncesi kolejde önlisans derecesi verilmekte ve üniversitelere dikey geçiş imkânı sağlanmaktadır. Almanya, Fransa, İsveç ve Norveç gibi ülkelerde ise, daha özgün bir yapılanma mevcuttur. 

 

Ülkemizde ortaöğretim sonrası öğretim ve eğitim; tek kulvarda yürütülmekte ve tek merkezden yönetilmektedir. Hâlbuki ABD, İngiltere ve Ada Ülkeleri, Avustralya ve Kanada gibi gelişmiş bazı ülkelerde, ortaöğretim sonrası eğitim ve öğretim; iki kulvarlıdır ve bu sektör, esnek bir yapılanma ile koordinasyon içinde yönetilmektedir. Değişik şekilde adlandırılan ve ortaöğretim ile yükseköğretim arasında yer alan bu kurumların finansman kaynağı, büyük ölçüde hükümetlerdir. Ülkemizde de, ABD, Kanada, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerdeki sisteme uygun bir yapılanmaya gidilmesi uygun olur. Özellikle Kanada’daki Sanat ve Teknoloji Kolejleri şeklinde bir yapılanma uygun olacaktır.

 

Üniversiteler merkezi kampusları dışında kalan birimlerini, etkili şekilde yönetememekte ve yeterli eğitim-öğretim koşullarını sağlayamamaktadır. Bazı üniversitelerimizde bu birimler, ilave bir yük olarak değerlendirilmekte ve üniversitedeki eğitim ve öğretim kalitesini düşüren unsurlar olarak görülmektedir. Büyük ölçüde ilçe merkezlerinde bulunan ve yüksekokullardan oluşan bu birimler, üniversitelerden ayrılmalı ve yeni kurulacak bir merkez (“İleri Eğitim Kurumu” gibi bir adlandırma yapılabilir) tarafından yönetilmelidir. Oluşturulacak bu kurum aynı zamanda Vakıf Üniversitelerinin bu alandaki eğitim ve öğretim faaliyetlerini de organize etmelidir.

 

Bu kurumlardaki öğretim elemanının kariyeri yüksek lisans seviyesi ile sınırlandırılmalı ve uygulama; pratiğe yönelik eğitim esasında geliştirilmelidir. Bu kurumlarda yüksek lisans ve doktora programlarının açılmasına izin verilmemeli, araştırma yapılmamalı, tamamen meslek edinmeye yönelik programlar oluşturulmalı ve mezun olan öğrencilere, meslekte edinilen belli bir deneyim sonrası üniversitelere geçiş imkânı sağlanmalıdır.

 

Bu uygulamanın bir parçası olarak orta öğretim sonrası iki yıllık öğretimin gerçekleştirileceği ilgili kurumlar için özgün kampuslar oluşturulabilir. Bunun için, başlangıç amaçlı olarak üniversitelerin sahip olduğu ikinci hatta üçüncü kampuslar ilgili kurumlara tahsis edilmelidir. Özetle, İleri Eğitim Kurumları, ülkede sanayinin, tarımın, hizmet sektörünün yetişmiş ara eleman ihtiyacını karşılayacak bir yapıda teçhiz edilmelidir.   Ülkenin bazı bölümlerinde alan tabanlı özgün İleri Eğitim Kurumu kampusların oluşturulması, bu yöndeki faaliyetleri verimli kılacaktır.  Bugünkü yapısı ile Anadolu’daki üniversitelerin Meslek Yüksekokullarında, özellikle ilçe merkezinde bulunanlarda yapılan eğitim ve öğretim çok yetersizdir.  

 

Küçük ilçe merkezlerinde yer alan 2 yıllık programlar zaman içinde lav edilmelidir.  Zor gibi gözüken bu uygulama için kararlı olma ihtiyacı vardır. Aksi halde bu uygulama ile biz hem genç çocuklarımızı hem de ebeveynleri kandırıyoruz. Sonra da farklı sektörlerden kalifiyeli eleman yetiştirilmediği yakınmasını alıyoruz.   Çözüm, ülkedeki mesleki ve teknik eğitimin bütünüyle yeniden organize edilmesinden geçiyor.

 

Seven, düşünen ve üreten insan için devam…

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

Eskişehir Web Tasarım