DÜZCE ÜNİVERSİTESİ

1 Haziran 2018

İstanbul’dan bir dostumuz aradı. Benden yardım istiyordu.  Düzce Yığılca’da bir sanayi tesisi yapıyorlardı ve benden yapacakları entegre tesisinin alt ve ulaşım yapılarıyla ilgili görüş istiyordu. Ben de hiç tereddüt etmeden “evet” dedim.  Aslında ben Düzce’ye gitmek istiyor ve bende oluşan olumlu izlenimleri ile Düzce Üniversitesini görmek istiyordum.  Heyecanlıydım, Düzce Üniversitesinin kafamda şekillenen modelini gerçekte görebilecek miydim?  Hoş bir tevafuk diye düşündüm ve birkaç gün sonra Ankara’dan yola çıktım.

 

Ankara’dan Kızılcahamam, Gerede, Yeniçağ, Bolu üzerinden Düzce’ye ulaştım.  “Dönüşte uğrarım” düşüncesi ile Üniversite’nin yanından geçtim ve Yığılca yoluna girdim. Hasanlar barajı aksının yanından geçtim ve baraj göl alanı yanından uzunca bir seyahatten sonra Yığılca ilçesine ulaştım.  Yaklaşık 5000 nüfusa sahip şirin mi şirin orman içinde bir kasaba, Yığılca.

 

 “Neden Düzce Üniversitesi hocam?” sorusunun cevabını hemen yazımın başında vereyim.  Biliyorsunuz, ben ülkemizdeki yükseköğretimin yapısı ve kurumlarıyla ilgileniyorum.  Yapmış olduğum analizlerde, Düzce Üniversitesi, yaşıtlarına göre çok iyi bir yerde. Bu beni heyecanlandırdı ve ülkemizde de bu tür güzel örneklerin olabileceği düşüncesine kapıldım.

 

Yığılca dönüşü, Üniversite kampüsüne uğradım. Tabii benim ABD’de gördüğüm butik üniversiteler kadar güzel bir kampüse sahip değil. Belki de yeni olması ve rekreasyon alan eksikliği ben de böyle bir intibaı bıraktı. Az katlı yapılarla donatılmış bu kampüsün iyi bir mühendislik hizmeti almış olduğu gözüküyor. Düzce Üniversitesi, ülkemizde örnek gösterilebilecek şehrin içinde bir kampüs üniversitesi olmaya namzet.  Coğrafi özellikleri de üniversitenin değerine değer katıyor. Düzce Üniversitesi için bir “ihtisas üniversitesi” misyonu öngörülmüş. 

 

Düzce bir deprem kenti. Ancak hemen membaında 70 m yüksekliğinde ve 55 milyon m3 su depolayan Hasanlar barajı var. Üniversite, şehrin bu tehlike riskini doğru görmeli, kamu güvenliği ile ilgili mutlaka çalışmalar yapmalı ve bir “bilge kurum” güvenilirliği ile soruna çözüm üretmelidir. Üniversite, bölge ve şehircilik planları ile ilgili şehrin etkin rol alan kurumlarından biri olmalı, trafik planlamasında, bölgedeki doğal kaynakların etkin ve çevreye uygun esaslarda kullanımında öncü ve yönlendirici kuruluş olarak rol üstlenmelidir.  Üniversitenin fazla büyümemesine özen gösterilmelidir.

 

Bu Üniversite, 2006-2008 yılları arasında kurulan 41 Üniversiteden biri.  17 mart 2006 tarihli kararname ile kurulmuş ve bu ilde yer alan Bolu İzzet Baysal Üniversitesine ait birimler, yeni kurulan bu Üniversiteye bağlanmış. Üniversite, şehrin içinde iki ayrı kampüse sahip.  Üniversitenin sınıf, derslik ve sosyal mekân olarak toplam 200 bin m2’ye sahip kapalı mekanı var.  Muhtemelen bu rakam bu günlerde 250 bin m2 ye ulaştı. Toplam öğrenci sayısı 2011 yılında 7133 iken 2014 yılında 13 380 oldu. Öğretim elemanı sayısı da 900’in üzerinde. Bu sayının yaklaşık 1/3’ü öğretim üyesi.  Bu, iyi bir oran ve olumlu bir gösterge.  Lisansüstü öğrenci sayısı 2014’de 558 idi. Muhtemelen şimdi 1000’i aşmış olmalı.  Üniversitenin 850’den fazla da idari personeli var (2014’de bu sayı 767 idi). 

 

Üniversite’nin teknik değerlendirmesi de beni mutlu kılıyor.  Üniversite, 2010 ile 2014 yılları arasındaki dört yılda 17 TUBİTAK projesi tamamlamış ve bu projelerin toplam bedeli 2 milyon 850 bin TL tutuyor. Bu verilere göre 1974 yılında kurulan Cumhuriyet, 1992’de kurulan Balıkesir, Celal Bayar ve Mersin Üniversitelerinin bu alandaki göstergelerden daha iyi ve Pamukkale ve Osmangazi Üniversiteleri ile eşdeğer. Üniversitenin sanayi ile işbirliğinin bir göstergesi olan SANTEZ projeleri alanında da İnönü ve Süleyman Demirel Üniversitelerinden daha iyi.

 

Düzce Üniversitesi, yayın verimi yönünden Anadolu, Harran ve ayrıldığı Abant İzzet Baysal Üniversitenin önünde yer almaktadır.  2010 yılında 104 Üniversite içinde on yedinci ve 2012 yılında yirmi birinci sırada bulunmaktaydı. Toplam yayın yönünden 1992 yılında kurulan Balıkesir ve Dumlupınar Üniversitelerine yakın ve Kafkas ve Niğde Üniversitelerinden önde yer alıyor.  Fikri Mülkiyet alanında da yaşıtı üniversitelerinin çok önünde bulunmaktadır.  Merkezi Yerleştirme ile öğrenci alan lisans programlarında ilk tercihlerde boş kontenjan oranları, % 2.30 ile 6.94 arasında değişiyor.  Bu değerler, nerdeyse büyük ve itibarlı eski üniversitelerimizin sahip olduğu değerlere yakın hatta bazılarında daha düşük.  Bir başka ifade ile Düzce Üniversitesi için öğrenci memnuniyeti üst seviyede. 

 

Merkezi Yönetim Bütçeden alınan ödeneğin öğrenci başına gelir değerleri ise 2010 ile 2013 yılları arasında 7 364 TL ile 8 401 TL arasında değişiyor. Bu dört yılın değerlerine göre ülke sırası ortalama olarak 35 olarak gerçekleşiyor. Öğretim kalitesi yüksek, ancak öğretim yapısı ile ilgili sorgulanması gereken hususlar var.  Üniversite, verimsiz ön lisans programlarını kapatmalı.   Üniversitenin performans değerlendirme kriterleri yönünden en geride kaldığı alan öğretim yapısıdır.

 

Üniversite TUBİTAK tarafından yapılan Yenilikçilik-Girişimcilik İndeksi sıralamasında 2010-2014 yılları arasında ve ilk 50 üniversite içinde sürekli yer alan 2006’dan sonra kurulmuş tek devlet yükseköğretim kurumu. Üniversitenin toplam puan yönünden 2010-2014 yılları arasındaki ülke sırası 21 ile 36 arasında değişiyor. Bu sonuçlar gösteriyor ki; Düzce Üniversitesi, ülkemizde 1970’li, 1980’li ve 1990’lı yıllarda kurulmuş çoğu üniversiteden çok daha iyi performans göstermektedir ve 2006’dan sonra kurulmuş tüm üniversitelerin en başarılı olanıdır. Eğer öğretim yapısı ile ilgili dikkatli bir değerlendirme yapılırsa, çok daha yüksek performanslı bir üniversite şekline dönüşebilir.

 

Başarılı yeni bir üniversiteden bahsetmekten büyük bir mutluluk duydum.  Üniversite, yerelleşme ve kitleselleşme etkilerinden uzakta gözüküyor.  Geçmiş dönemde iyi yönetildiği de kesin. Bu değerlendirmelerimin 2014 yılına kadar geçerli olduğunu belirtmeliyim.  Bundan sonrada böyle devam etmesini arzu ediyoruz.  

 

Daha güzele ulaşmak dileğiyle emeği geçen herkesi kutlarım. Ancak bu yazıyı hazırlarken Üniversite sitesini incelediğim de öğrenci sayısının 30 bine ulaştığını, 12 Fakültenin, 2 yüksekokulun ve 10 Meslek Yüksekokulunun bulunduğunu gördüm.  Klasik bir üniversite örgütlenmesinden farksız.   Umarım, benim olumlu olarak ifade ettiğim göstergeler son 4-5 yılda da korunmuştur.  URAP tarafından yapılan 10 sıralama kurumunun görünürlük değerlendirmesinde Düzce Üniversitesi yalnızca ikisinde 558 ve 1870’inci sırada bulunuyor. Düzce Üniversitesi, son yıllarda ciddi olarak kitleselleşme etkisinde kalmış ve geçmiş yıllarda elde ettiği itibarı biraz zedelemiş gözüküyor. Bu iyi bir karne değil. Adıyaman, Erzincan, Ahi Evran ve Bozok Üniversitesi gibi çağdaşı üniversitelerinin de altında. Galiba Düzce Üniversitesi, düşlediğimiz “butik üniversite” olmaktan uzaklaşmış. Yönetimin bunları kapsamlı değerlendirmesi lazım.

 

Seven, düşünen ve üreten bir insan için devam.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

Eskişehir Web Tasarım