ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ İÇİN KAYNAK OLUŞTURULMASI

20 Eylül 2018

Bir yazımızda YÖK tarafından açıklanan araştırma üniversiteleri ile ilgili görüşlerimizi açıklamış ve bu üniversitelerle ilgili olarak özellikle finansman kaynakları ile ilgili olarak daha sonra yeniden değerlendirme yapacağımızı ifade etmiştik.  Yazımıza, daha önce ifade ettiğimiz bir cümleyi tekrar ederek başlıyoruz “Araştırma üniversitesi seçilen bu yükseköğretim kurumlarının, çalışmalarındaki devamlığı sağlayacak yasal ve teknik alt yapı oluşturulmalıdır.”

 

Evet, bu üniversiteler nasıl yönetileceği ve diğer Üniversitelerden farklı olarak nasıl kaynak oluşturulacağı ve çalışanlar ile ilgili neler yapılabileceği, üniversitenin sektörel bazda hangi farklı ilişkiler içinde olacağı ile ilgili sorular henüz yanıtlanmış değil.

 

Bugünlerde Mecliste 2019 yılı bütçesi görüşülüyor.  YÖK kapsamındaki yükseköğretim üniversiteleri için öngörülen bütçe yaklaşık 32 milyar TL civarındadır.  Bugünkü kurla bu ödenek değeri, 6 milyar dolar civarındadır.  İlgili değerin gelişmiş ülke yükseköğretimi ile mukayese ettiğimizde çok düşük seviyede kaldığını görüyoruz. Sağlam verilere göre 2011 yılında ABD’deki Harvard Üniversitesinin bütçesi 32 milyar dolar. Aynı yıl için ülkemizde tüm devlet Üniversitelere ayrılan ödenek 7.178 milyar  dolarıdır (11.484 milyar TL).  Bu bedel, ABD’de orta ölçekli bir araştırma Üniversitesi olan Columbia ve Michigan üniversitelerin bütçesini aşmıyor.  Evet, bugün için bu ülkenin Üniversitelerimize ayırabileceği bedel budur. Bu bedeli nasıl etkili olarak kullanabileceğimizi ve ne kadarının araştırma üniversitelerimiz için ayrılması gerektiğini konuşmamız lazım.

 

Kanada da araştırma üniversiteleri ile ilgili daha derli toplu bir işleyiş var. Bu ülkedeki araştırma üniversitelerinin oluşturduğu bir birlik var (U15).  Bu birlik içinde Toronto Üniversitesi, Queen’s Üniversitesi, British Columbia Üniversitesi, McGill Üniversitesi gibi ülkenin önde gelen 15 üniversitesi yer alıyor. Bu üniversiteler, yıllık 8.5 milyar doları bulan araştırma yapıyor. Bu bedel, Kanada’daki araştırma için ayrılan fonun % 79’unu ihtiva ediyor ve tüm ülkedeki özel sektöre ait araştırmaların % 83’ini oluşturuyor. Bu birlik içinde yer alan 15 Üniversite; tüm ülkedeki üniversite patentlerinin % 81’ini, Üniversite teknoloji lisanslarının (faydalı model) % 85’ini elinde bulunduruyor.  Bu Üniversiteler, ülkedeki yükseköğretim sistemi içindeki tüm öğrencilerin % 46’sını ve tam zamanlı doktora öğrencilerinin % 70’ini barındırıyor.  Bu birlik aynı zamanda dünyadaki araştırma odaklı üniversite sisteminin bir üyesi ve kendi çalışmalarını, küresel sisteminin ihtiyaçları ve sınırlamaları dahilinde şekillendiriyor.

 

Dünya’da Kanada örneğinde olduğu gibi birlikler var. ABD’deki Amerikan Üniversiteler Birliği (AAU), Doğu Asya merkezli Araştırma Üniversiteleri Birliği (AEARU), Çin’deki C9 Ligi, Almanya’daki U15 Birliği, Avusturalya’daki Go8 grubu, Belçika merkezli Avrupa Araştırma Üniversiteleri Ligi (LERU), Japonya’daki RU11 Birliği ve Birleşik Krallıktaki Russell Grubu bunlara örnek olarak gösterilebilir.   Bu birlikler, kendi aralarında bir ağ ile ilişkililer, bilgi alışverişini sağlıyorlar ve karşılıklı işbirliği imkânlarını araştırıyorlar. 

 

Ülkemizde böyle bir birlik yok.  Araştırma Üniversitesi olarak ilan edilen 10 yükseköğretim kurumunun imkanlarını, potansiyel varlığını ve uzman çalışma sahaları hakkında hiç bir bilgiye sahip değiliz.  Öncelikle YÖK bünyesinde böyle bir birliğin oluşturulması gerekiyor, bu Üniversiteler sonradan kendilerini farklı şekillerde ifade edebilirler.  Ancak YÖK’ün burada öncü olması lazım.  Sonra ülkemizde “araştırma üniversitesi” olarak ilan edilen bu yükseköğretim kurumlarının, diğer üniversitelerden farklı olarak nasıl destekleneceği konusunda bilgi sahibi değiliz.  Konuyla ilgili bir uygulama esası ve yönetmeliği hazırlanması lazım.

 

Peki, bu araştırma üniversiteleri kaç yıl için ilan edildi.  Ayrılan ilave ödenekler; hangi esaslar dahilinde dağıtılacak, üniversite potansiyeli nasıl dikkate alınacak ve performans ölçümü nasıl yapılacak? gibi soruları doğru bir şekilde cevaplamamız gerekiyor.  Uygulamaya başlamadan önce, bu esasları oluşturmamız lazım.   Bizim, devlet üniversiteleri için tanımlanmış performans verilerine göre Merkezi Yönetim Bütçesinden sağlanacak ödeneğin dağıtımı ile ilgili geliştirilmiş bir finansman modelimiz var. Tarafımızdan geliştirilmiş Performansa Dayalı Finansman Modeli (PEDAFİM) ile üniversitelerin yıllara göre oluşacak ödenekleri belirlenmektedir.

 

Aslında bu model ile ülkede devlet bütçesinden yükseköğretim için ayrılan ödeneklerin, adil ve verimli olarak tahsis edilmesi amaçlanmaktadır. Rekabet esası üzerine kurulu ve üniversiteler arasında terfi ve düşme esasına dayalı bir lig uygulaması şeklinde önerilen bu model ile altı ayrı alanda üniversite performansları ölçülerek ve bir ülke sıralaması yapılarak adil değerlendirme şartlarının oluşturulması hedeflenmektedir.  Bu yöntem, başarıları sürekli olan üniversitelerin ayrıt edilmesini kolaylaştıracak ve daha adil bir değerlendirmenin oluşmasını sağlayacaktır. Uygulama yönetmeliği için gereken birkaç aylık bir hazırlık döneminden sonra, hemen uygulamanın yapılacağını belirtmeliyim.  

 

Araştırma Üniversite kavramının altını doldurmamız lazım.  Alt yapısını oluşturup bu üniversitelerin ülkemizde bilim adamı yetiştirme konusunda en yetkin kurumlar olacağını kanıksamamız lazım. Bir birlik oluşturalım ve mutlak surette küresel araştırma birlikleri ile bağlantısını sağlayalım. Bu birliği, içinde yer alabilecek üniversiteleri, performans değerlendirmesi yaparak belirleyelim.  Gelişmiş vakıf üniversitelerini de bu kapsam içinde değerlendirilmesi konusun da tartışalım.

 

Seven, düşünen ve üreten insan için devam.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

Eskişehir Web Tasarım