DİYARBAKIR VE DİCLE ÜNİVERSİTESİ

19 Aralık 2018

13 Aralık 2018 tarihi Perşembe günü akşamı, televizyon kanallarından “Diyarbakır Kralkızı Barajı dolusavak kapaklarından birinin koptuğu ve mansap yaşamı için taşkın riski olduğu” alt yazısı geçmeye başladı.  Birkaç saat sonra bazı arkadaşlar aradı ve riskin boyutunu görüştük. Konuyla ilgili bir sivil toplum örgütü başkanlığı görevini yürüttüğümüz için genel basından arayanlar oldu.  Gelişen zaman diliminde bazı üst düzey bürokratlarla görüşme fırsatımız oldu ve 19 Aralık 2018 günü Diyarbakır’a gitme ihtiyacını duyduk.  Tabi bu arada şehirdeki taşkın riski atlatılmıştı. Kapak kazasının Kralkızı barajında değil, Dicle barajında olduğunu öğrenince biraz daha rahatladık. Yerinde kazayı gördük, yetkililerle görüştük.  Nedenleri üzerinde tartıştık ve yapılacak işlemlere karar verdik. Arkadaşlarımızla yemek yedikten sonra ayrıldık.

 

Ertesi gün, Diyarbakır’ı görme ve gezme fırsatımız oldu.  Ben yaklaşık 15 yıldır Diyarbakır’ı görmemiştim. Öncelikle yeni modern Diyarbakır’a hayran olduğumuzu belirtelim. Meşhur sur kapılarını gördük. Oradan bizim taşkın güzergâhında yer alan Ongözlü köprüye, oradan Hevsel bahçelerine ve arkasından Gazi köşküne gittik.  Ahmet Arif ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın müze haline dönüştürülmüş evlerini ziyaret ettik. Sonra şehir içinde bazı yerleri gezdik. Ulu camide namaz kıldık. Çarşı içinde yemek yedik. Arkasından Hazreti Süleyman ve sahabeler camisine gittik. Eski Diyarbakır hükümet konağını ve Ziya Gökalp Üniversitesi binalarını gördük.  Ardından bölgede tüm hareketliğin merkezi olabileceğine inandığımız Dicle Üniversitesine gittik.  Üniversite içinde bir tur attık.

 

Dicle Üniversite ile ne zaman bir konu açılsa üzülürüm.  Dicle Üniversitesi, 1970’li yıllarda kurulan on bir Üniversiteden biri.  1973 yılında Eskişehir’de Anadolu, Adana’daki Çukurova Üniversitesi ile birlikte kurulmuş. Bazı teknik veriler üzerinde konuşarak durumu daha iyi anlatmaya çalışalım.  Üniversitenin 14 Fakültesi, 4 Yüksekokulu ve 11 Meslek Yüksek Okulu var.

 

45 yıllık bu devasa cumhuriyet yatırımın düşük verim ve dar etki alanına sahip olması düşündürücü.  Bölgenin merkezi konumunda bulunan Diyarbakır şehirde kurulmuş ve ülkemizin en büyük kampüsüne sahip (127 bin dekar) Dicle Üniversitesi, maalesef düşük bilimsel verimi ve proje üretimi ile bizleri üzüyor.  Her türlü fiziki yatırım yapılmış, belli ki; yeterli araç ve gereçle donatılmış.  Ancak insan kaynaklarına yeterince etkin yatırım yapılmamış olacak ki; bazı alanlarda Dicle Üniversitesi atılım yapamamış. 

 

Üniversite’nin Merkezi Yönetim Bütçesinden aldığı ödenek 2010-2014 döneminde 158 milyon ile 224 milyon TL arasında değişiyor.  Aynı dönemde kitleselleşme etkisinde kalarak toplam öğrenci sayısı 17 415’den 27 480’e yükselmiş. Bu dönemde lisansüstü öğrenci sayısında düşük bir artış gerçekleşmiş. Şu anda toplam öğrenci sayısı 30 000’in üzerinde. 2010-2014 döneminde öğretim elemanı sayısında ya artış olmamış ya da düşük seviyede artış gerçekleşmiş. Dicle Üniversitesinin 2000’e yakın idari personeli var. Kapalı mekân (sınıf, laboratuvar ve sosyal tesis) olarak oldukça geniş alanlara sahip (350 000 m2’nin üzerinde). 

 

Dicle Üniversitesinin 2010-2014 yılları arasındaki TÜBİTAK proje sayısı 22 ve toplam proje bedeli 2 milyon 942 bin. Sanki 2008’de kurulmuş genç bir Üniversite gibi. Aynı yılda kurulmuş Anadolu ve Çukurova Üniversitelerinin değerlerinin çok altında. Aynı dönemde Anadolu Üniversite’sinin toplam proje sayısı 59 ve toplam proje bedeli 8 milyon 332 bin olarak gerçekleşmiş.  Çukurova Üniversite ile yapılan mukayesede ise fark daha da artıyor.  Çukurova Üniversitesinin TUBİTAK proje sayısı 83 ve toplam proje bedeli ise 13 milyon 482 bin TL. Özetle proje verimi; Çukurova Üniversitesinden yaklaşık 1/4’ü ve Anadolu Üniversitesinden ise 1/3’ü seviyesinde. Üniversite’nin SANTEZ projesi ise yok. Fikri mülkiyet alanında ise yok denecek seviyede. Belirtilen dönemde yalnızca 2 patent alınmış ve Üniversite adına tescil edilmiş faydalı model mevcut değil.  Dicle Üniversitesinin ortalama yıllık akredite yayın sayısı 500 ve atıf sayısı ise 520 civarında.  Kurulduğundan 2014 yılına kadar toplam yayın ve atıf sayısı sırasıyla 4 366 ve 23 386.  Aynı dönemde Çukurova Üniversitesinde bu değerler sırasıyla 7 812 ve 61 343 olarak gerçekleşiyor.

 

Dicle Üniversitesi, TUBİTAK tarafından yapılan Girişimcilik-Yenilikçilik İndeksi değerlendirmesinde ilk 50 üniversite içinde hiç olmamış. Ancak Üniversitenin tercih edilebilirliği konusunda değerlendirme kriterleri olan lisans programlarındaki açık kontenjan oranları düşük ( % 0.95 ile % 6.62 arasında).  Bu durum, Dicle Üniversitesine bölgesel bir tercihin olduğunun gösteriyor.

 

Üniversite’nin göreceli performans değerlendirme kriterleri bize çok daha açıklayıcı bilgiler sunuyor. Üniversitenin Merkezi Yönetim Bütçesinden öğrenci başına aldığı ödenek, ortalama 9 000 TL civarında.  Bu iyi bir değer. Bu kriter esasında Dicle Üniversitesi 105 üniversite arasında 7 ile 28 arasında yer alıyor.  Ortalama olarak 17. sırada. Öğretim yapısı ve yönünden de çok kötü durumda değil.  Ancak yayın verimi ve proje üretimi açısından oldukça gerilerde kalıyor. Yayın veriminde, ülke gelindeki sırası 44 ile 80 arasında ve proje üretiminde de 45 ile 86 arasında.  Yenilikçilik-Girişimcilik alanında da sıralamada yok.

 

Özetle, Dicle Üniversitesi iyi ödenek alıyor, bir üniversite için gerekli uygun öğretim yapısına sahip ve öğretim kalitesi çok kötü değil.  Ancak üretkenliği düşük bir Üniversite.  Yayın verimi düşük, proje üretimi düşük. Üniversitede yenilikçilik ve girişimci nesil/nesiller yetiştirecek alt yapı kurulamamış.  Tüm bu göstergeler, Üniversitenin yerelleşmenin ve alt bir etmen olarak politikleşmenin etkisi altında kaldığını işaret ediyor.  Üniversitede her türlü yatırım yapılmış, ancak atıl yapı kırılamamış.  Düşük bir bilimsel çalışma profili var.  Öncelikle bu aşılmalı.

 

Amacımız eleştirmek değil, mevcut potansiyelini tanımlayarak çok değerli yöneticilerimize ışık olmaktır. Son bir şey söyleyerek, göz bebeğimiz Dicle Üniversitemize veda edelim. URAP tarafında yakın zamanda üniversitelerimizin 10 farklı değerlendirme kurumlarındaki görünürlükleri ile ilgili bir bilgi sunuldu. Dicle Üniversitesi, 3 değerlendirme kurumunun listesine 2244, 1564 ve 641’inci sıradan girebildi.   Aynı dönemde kurulmuş Anadolu ve Çukurova Üniversiteleri 5 değerlendirme kurumunun listesine 625 ile 1325 arasındaki sıralarından girdi.  Dicle Üniversitesi için yakın vadede hedef, bu iki üniversitenin performansına ulaşmak olmalı. Dicle Üniversitemize; bu uzun ve zorlu, ancak beraberinde güzellikler ihtiva eden, yolda başarılar dilerim.

 

Seven, düşünen ve üreten insan için devam.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

Eskişehir Web Tasarım