KÜRESEL SALGIN TEHLİKESİ BÜYÜYOR MU?

23 Nisan 2020

Bu yılın son haftasıydı.  Umre ziyareti için Suudi Arabistan’a gitmiştik.  Yaklaşık 10 günlük ziyaret esnasında hafif bir hastalık durumu oldu.  Kesik kesik öksürmeye başladık. Zaman zaman ateşleme oluyordu.  Ancak çok büyük problem olmadan yurda döndük.  Birkaç gün dinlendikten sonra ayağa kalktık.  Arkasından oğlum Vatan kısa dönem askerlik vazifesi için orduya katıldı.  O da benzer şikâyetlerde bulundu. Martın ortasına doğru döndü.  O da birkaç gün dinlendi ve sonra normale döndü.

 

Sonradan öğreniyoruz ki; Covid-19 denilen virüs bu yılım son ayının başında Çin’in Hubai şehrinde ortaya çıkmış ve dünyaya yayılmıştı.  Avrupa’da önce İtalya’da görüldü. Sonra bütün Avrupa’yı sardı.  Ülkemizde de ilk vaka 11 Mart 2020 tarihinde açıklandı ve birkaç gün sonra da ilk ölüm vakaları meydana geldi. Dünya Sağlık Örgütü ise 13 Mart 2020 tarihinde bu durumu “küresel salgın” olarak ilan etti.

 

Bu salgın ülkemizde hızlı gelişti ve hala da gelişmeye devam ediyor. Bizim 2019 yılı Aralık ayında yaşadığımız bünye bozuklukları ve kırgınlıklar, Bakanlığın resmi açıklamasından daha önce de böyle vakaların olma ihtimalini ortaya koyuyor.  Özetle hızlı gelişen bir salgınla karşı karşıyayız.

 

İşin çok ciddi olduğunu, Avusturya’nın Graz şehrinde yaşayan bir profesör dostumuzun mesajıyla öğrendik.  Kendisi, mekanik profesörü ve özelde de Baraj Mühendisliği ile ilgileniyor ve dünyada saygın yeri olan “Barajların Uzun Dönemli Davranışı” adlı toplantının da mimarı, Daha önce Çin’de, Avusturya ve İran!da yapılan bu uluslararası toplantının dördüncünün  2020 yılı kasım ayında yeniden Çin’in yapılmasına karar verilmişti. Ben de ülkemizi temsilen Sempozyum düzenleme ve danışma kurulunda yer alıyordum.  Önce toplantının belirtilen tarihte yapılamayacağı hakkında bir bilgi edindik.  Sonra toplantının bir yıl ertelendiği söylendi ve daha sonra toplantının bütünüyle iptal edildiği açıklandı. Ben, bir şark kurnazlığı ile “toplantıyı İstanbul’da yapalım” teklifinde bulundum.  Prof. Dr. Bauer’in bana verdiği cevap işin çok daha vahim olduğu gerçeğinin tarafımızdan da kanıksanmasını sağladı ve teklifimizden utandım.

 

Özetle zor bir dönem başlıyor.  İlk ve orta dereceli okullar, 16 Mart itibarıyla bir hafta tatil edildi.  Üniversiteler 16 Mart'ta 3 haftalık zorunlu tatile sokuldu. Spor müsabakalarının bu ayın (Nisan 2020) sonuna kadar seyircisiz oynatılmasına karar verildi.  Bir dizi önlemler demeti…

 

Bizim de bu yıl içinde Kanada, Portekiz, Kuzey Makedonya ve KKTC’de yapılacak toplantılar için hazırlığımız vardı. Her halde bu toplantılar ertelenecek veya sanal olarak gerçekleştirilecek. 

 

Zor bir döneme giriyoruz.  Okullarımızdaki tatil uzarsa, eğitim-öğretim faaliyetleri yara alır.  Okullarımızın yalnızca bilgi aktarılan bir yer olduğunu düşünmeyelim.  Okulun onların yaşamalarının devam ettiği bir sosyal alan (eko-sistem) olduğunu dikkate alalım. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki; tatilin uzaması halinde hangi yaşta olursa olsun çocuklarımız öksüz kalır.

 

Umarım salgın kısa sürer ve herkes gibi biz de kaldığımız yerden devam ederiz. Ama hayatta her şeyin olma ihtimalinin olduğunu akıldan çıkarmayalım.  Zor geçeceğe bezeyen önümüzdeki gün, hafta ve aylarda hepimize çok iş düşüyor.  Sizin korunmanız yetmiyor.  Eğer bu salgını atlatacaksak, karşımızdakinin de korunması gerektiğini bilelim ve bunu hep birlikte hayata geçirelim.

 

Hayatımızın birbirimizin elinde olduğunu görerek ve bilerek hareket edersek, etki daha az olur. Salgın böyle bir şey.

 

Seven, düşünen ve üreten insan için devam.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

Eskişehir Web Tasarım